Bilişim Sistemleri ve Banka Hesapları Kullanılarak Dolandırıcılık Suçu
- info6464309
- 1 Eki
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 14 Eki
Giriş
Türk Ceza Kanunu’nun (“TCK”) 158. maddesinde düzenlenen bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık son dönemlerde giderek artmaktadır. Bu suç türünde dolandırıcılar başkalarının banka hesaplarını kiralamakta veya izinsiz kullanmaktadır. Uygulamada banka hesabını kullandırması karşılığında kişiye komisyon verileceği söylenmektedir. Gelir elde edeceğini zanneden banka hesap sahipleri bir anda suçun tarafı haline gelmektedir. İşbu yazının devamında bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçundan bahsedilecektir.
Dolandırıcılık Suçu Nedir?
TCK madde 157 uyarınca failin hileli davranışlarla bir kişiyi aldatması ve mağdurun ya da üçüncü bir kişinin zararına olacak şekilde kendisi veya başkası lehine menfaat sağlaması dolandırıcılık suçunu oluşturur. TCK madde 158’de düzenlenen nitelikli dolandırıcılık ise, suçun dinî, sosyal veya mesleki ilişkiler; teknolojik araçlar, kamu kurumları gibi özel veya kurumsal vasıtalar kullanılarak işlenmesi halini ifade eder ve daha ağır yaptırımlara tabidir.
Dolandırıcılık Suçunun Şartları
Hileli Hareket: Dolandırıcılık suçunun özü, mağdurun gerçeği araştırma veya inceleme imkânını
ortadan kaldıracak nitelikte hileli davranışlardır.
Aldatma: Hileli hareketler, mağduru aldatabilecek nitelikte olmalıdır. Her olayda, yapılan davranışların mağduru yanıltmaya elverişli olup olmadığı somut koşullar dikkate alınarak değerlendirilir.
Zarar: Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için hileli davranış sonucunda mağdurun veya üçüncü bir kişinin zarar görmesi, failin ya da bir başkasının ise haksız bir menfaat elde etmesi gerekir. Fail, bu sonucu bilerek ve isteyerek gerçekleştirmeli; mağdura verilen zarar ile failin fiili arasında uygun bir nedensellik bağı bulunmalıdır.
Banka Hesabı Kiralama Nedir?
Banka hesabı kiralama, kişinin kendi adına açılmış banka hesabını belirli bir ücret karşılığında başkalarının kullanımına sunmasıdır. Banka hesabı kiralama tek başına suç olarak düzenlenmemiştir; ancak hesabın yasadışı işlemlerde kullanılacağını bilerek veya bu durumu öngörebilecek haldeyken başkasına kullandırılması, dolandırıcılık, kara para aklama veya yasadışı bahis gibi suçlara iştirak anlamına gelebilir.
Hesabın yalnızca başkasına kullandırılması, tek başına cezai yaptırıma tabi değildir. Ancak bu durumda da bankacılık mevzuatı ve MASAK yükümlülükleri devreye girebilir; banka şüpheli işlem bildirimi yapar, hesap dondurulabilir ve idari yaptırımlar uygulanabilir.
Suç Aracı Olarak Hesap Kullandırmanın Türk Ceza Kanunu Uyarınca Cezası Nedir?
Yukarıda da bahsedildiği üzere bilişim sistemleri, banka veya kredi kurumları kullanılarak dolandırıcılık yapılması halinde TCK madde 158/1-f kapsamında değerlendirilir. Nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası üç yıldan on yıla kadar hapis cezası ve beşbin güne kadar adli para cezası iken 158/1-f için “…hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.” hükmü yer almaktadır. Görüldüğü üzere diğer nitelikli hallerden daha ağır ceza verilmektedir.
Suçun maddi unsuru failin, bilişim sistemlerini araç olarak kullanmak suretiyle hileli davranışlarda bulunması, bu hileli davranışlar sonucu mağdurun zararına sebep olmasıdır. Bu suç yalnızca failin kastı ile işlenebilir. Diğer bir deyişle taksirle işlenmesi mümkün olmayıp failin, mağduru dolandırma kastı bulunmalıdır.[1] Bu durumda hesap kiralayan kişinin; hesabın ne için kullanılacağını bilmesi veya bilebilecek durumda olması gerekmektedir.
Mahkemeler, “bilme” veya “bilebilecek durumda olma” ölçütlerini çok daha sıkı biçimde incelemektedir. Özellikle yüksek meblağlı para transferleri, olağan dışı işlem hareketleri ve hesap sahibine ödenen komisyon gibi hususlar, failin suç kastı bulunduğuna işaret eden unsurlar olarak değerlendirilmektedir. Bu suç dolandırıcılık suçunun nitelikli hali olduğundan şikayete tabi değildir. Bu nedenle, zarara uğrayanın şikayetten vazgeçmesi yargılamanın sona ermesine yol açmaz. Aynı zamanda uzlaştırmaya da tabi değildir.
TCK’da yer alan düzenlemenin yanı sıra banka hesabının suç gelirlerinin aklanması amacıyla kullanılması 5549 sayılı Kanun, yasadışı bahis ve kumara aracılık amacıyla kullanılması 7258 sayılı Kanun kapsamında da ayrıca suç oluşturabilmekte ve kişiye ek yaptırım uygulanabilmektedir. Önemle belirtmek gerekir ki banka hesabı kullandıran kişilerin sadece cezai değil hukuki sorumluluğu da bulunmaktadır. Şöyle ki; kişinin banka hesabına yatan para başka bir kimsenin dolandırılması suretiyle elde edilmişse ilgili kişi zararını da banka hesabının sahibinden talep edebilmektedir.
Sonuç
Bilişim sistemleri ile banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenen dolandırıcılık suçları, günümüzde giderek artan ve toplumda ciddi mağduriyetler yaratan bir suç tipidir. Özellikle banka hesabını kiralama veya başkasına kullandırma şeklinde ortaya çıkan bu eylemler, ilk bakışta basit bir gelir elde etme yöntemi gibi görünse de ağır cezai sonuçlara yol açmaktadır. Banka hesabını kiralama veya başkasına kullandırma, hukuken ağır suçlara iştirak anlamına gelebilir ve hesap sahiplerini uzun süreli hapis ile yüksek miktarlı adli para cezalarıyla karşı karşıya bırakabilir. Bu nedenle kişilerin bu tür talepler karşısında dikkatli olmaları, hesaplarını yalnızca kendi kontrolleri altında kullanmaları ve şüpheli her durumda hukuki destek almaları büyük önem taşımaktadır.
[1] Yargıtay, bir kararında banka kartını tanışıklık ve güven ilişkisine dayalı olarak kullandıran ve hesaba gelen paradan herhangi bir menfaat temin etmeyen sanık hakkında, suç işleme kastı olmadığına hükmederek mahkûmiyet kararını bozmuştur. Kararda özellikle vurgulanan husus, sanığın dolandırıcılık kastıyla hareket ettiğine dair somut ve inandırıcı delillerin bulunmaması halinde, sanık hakkında mahkûmiyet değil, beraat kararı verilmesi gerektiğidir.

Yorumlar